"PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN ile nerede, nasıl ve ne zaman tanıştığı, arasındaki ilişki, kendisinin bu kişiye hitap şeklinin nasıl olduğu, "başkanım " ve.
"PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN ile nerede, nasıl ve ne zaman tanıştığı, arasındaki ilişki, kendisinin bu kişiye hitap şeklinin nasıl olduğu, "başkanım " ve "kardeşim " şeklinde hitap ettiğinin olup olmadığı" sorulduğunda; 1989 yılında Gazi Üniversitesinde Profesör olduğunu, Planlama, iktisat ve kalkınma üzerine eğitim verdiğini, bu dönem içerisinde Abdullah ÖCALAN ve onun ile birlikte olan bazı grupların Türkiye'ye karşı silahlı bir mücadele başlattıklarını, 1984'ten bu tarafa Türkiye'ye karşı savaştıklarını, kendisinin de 1989 yılında üniversite hocalığı yaparken "Kürtler bize karşı savaşıyorlar ama ne istiyorlar'" diye düşündüğünü ve bunu Türk Halkının bilmesi gerektiğine karar verdiğini, o dönemde Haluk YURTSEVER isminde Türkiye Komünist Partisi üyesi bir arkadaşının bulunduğunu, Ankara'da Toplumsal Kurtuluş isminde bir dergi çıkarttıklarını, Haluk'un da bu derginin yazarı olduğunu, Almanya'da kaldığını, kendisinin de yukarıda belirttiği sebeplerden dolayı Abdullah ÖCALAN ile görüşmek üzere Suriye'ye gitmeye karar verdiğini ve bunun için Almanya'ya gittiğini,
Escort diyarbakıR bu olayda kimsenin etkisinin olmadığını, kendisinin karar verdiğini, Almanya'da Haluk YURTSEVER ile buluştuklarını ve sonrasında Suriye'ye gittiklerini, gidişte normal Türk pasaportunu kullandığım,
Tape No:9075, 30. If you have any queries regarding wherever and
Escort diyarbakır how to use
escort diyarbakır, you can speak to us at our own site. 08.2008 tarihinde Ahmet A. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Ahmet'in "Biliyorum ben sizin aradığınızı gördüm ama" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam" dediği, Ahmetin "Sizin uğraştığınız endüstri ile ilgili bi takım belgeler getirdiler sizinle konuşmam doğru olmaz diye" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "İyi ettin" dediği, Ahmet'in "Ben o sırada açmadım sizinlepaylaşıcam haftaya getirecem onları" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam getir çok gecikme çünkü yazıyorum bu Çarşamba ki programı yarın saat 11 de tekrarlıyorlar" dediği, Ahmet'in "Süper çok güzel" "Hocam çok iyiydi program tepkiler muazzam geliyor dimi" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Neyse çok çok bu televizyoncularda övdü bu S. K, B. A. ayrı ayrı övdüler ama bu şeyleri çok iyi kullan malum konuyu çok iyi kullnandım politize ettim onu haber vermek istedim eğer kaçrıdıysan" dediği, Ahmet'in "Saol hocam ben bende tam o sırada bu adamlar bana bunları getirdiler tartışıyorduk aramızda " "Sizinle görüştüğümü ben kimseye söylemiyorum" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tabi tabi bende ona çok dikkat ediyorum onun için çldırıp kapatıyorum ondan sonra" dediği, Ahmet'in "Çünkü çünkü BANA SÜREKLİ İÇERDEN ORDA ÇALIŞAN ÇOK DÜRÜST İYİ VATAN EVLADI ÇOCUKLAR VAR" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam tamam hiç konuşmayalım" dediği, Ahmet'in "ONLAR HAFTA SONLARI GELİYORLAR" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Zekariya Öz e ben bunları özel olarak söylerim ondan sonra tamam tamam bugün Eşeli dostumuz şey yaptı konuştuk başka bir şeyden" dediği, Ahmet'in ".. çok meraklanıyordu Sabriyle o akşam beraberdik kaçırdık diye çok üzülüyordu ben yarın şimdi Sabriyide arıyıp söliycem " dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Çok çok çok hoş bir yere doğru gidiyor çok üstten yazıcaz bunu hiç kişilere tabi artık mübariz çok önemli oldu onu ayrıcayazıcam" dediği, Ahmet'in "Oldu" dediği,
Ahmet Çetinsaya’nın yeğeni Ömer Çetinsayan’ın Don Petro Disco’daki hisselerini tehdit etmek suretiyle Söylemezler’in aldığını, Ömer Çetinsaya’nın göstereceği adreslerde sanık araması yaparken Kızıltoprak’taki büroyu tespit ettiklerini ve buraya tesadüfen komiser muavini ile Ömer Çetinsaya’nın gittiklerini, büroya önce komiser muavininin girdiğini, içerdeki şahısların komiser muavininin silahını alıp yere yatırarak etkisiz hale getirdiklerini, içeriden gelen sesleri duyan Ömer Çetinsaya’nın içeriye girip bu durumu görmesi üzerine silahını çekip çatışmaya girdiği ve bu sırada SÖYLEMEZLER’in adamı olup daha önce Ankara’da Rumork Disco önünde Sedat Bucak’ın yeğenlerini öldüren sanıklardan Sait Aydın’ın öldüğünü, olayın tahkikatını yaparak ele geçen sanıkları adliyeye gönderdiklerini ve firarda olan aralarında Faysal Söylemez ve Sena Söylemez’in de bulunduğu sanıkları yakalamak için ekipler oluşturduklarını, ancak, bu sırada İl Emniyet Müdürlüğüne getirilen Kemal Yazıcıoğlu’nun kendisinin görev yerini değiştirdiğini, bunun üzerine yıllık izne ayrıldığını, izinde iken de kendi görevlendirdiği ekiplerin Adana otoyolunda Söylemez Kardeşleri yakaladıkları, bunlardan Faysal Söylemez’in ifadesinde, Başkomiser Halim Apaydın aracılığı ile kendisine para verdiğini söylediğini, bunun yalan olduğunu ve Faysal Söylemez ile Halim Apaydın’ın Mahkemede " biz polisteki ifademizi işkence sonucunda verdik, böyle birşey söylemedik" diyerek yalanladıklarını, rüşvetin oluşabilmesi için bir işin yapılmış olması gerektiğini, halbuki Söylemezler tahkikatında yaptıkları bir usulsüzlüğün bulunmadığını, işkenceden suçlandıklarını, hem işkence yapmanın hem de rüşvet almanın mümkün olamayacağını,